Enformasyon savaşları her geçen gün daha fazla gündeme gelmektedir. Enformasyon savaşlarıyla çoğunlukla siber saldırılar kastediliyor olsa da enformasyonun bir silah olarak kullanımı daha geniş bir alana sahiptir. Toplumları kutuplaştıracak ya da çatışmaları kışkırtacak enformasyonlar da birer savaş silahı rolüne sahiptir. Çünkü savaşlar toplumsal desteğe ihtiyaç duyar ve bunun yolu savaşları meşrulaştıracak sebepler sağlamaktır. Bu nedenle, enformasyonun bir savaş aracı olarak kullanılması karşısında kalıcı bir barış için savaşı besleyecek enformasyonlara bir önlem alınması gerekmektedir. Sosyal medyanın günümüzde kazandığı güç sebebiyle bu konuda alınacak önlemlerin gerekliliği çok daha önemli hale gelmiştir. Ancak, enformasyonun kendisine has özelliklere sahip bir araç olması sebebiyle bu konuda alınacak önlemler bir silahsızlanma sorunu olarak ele alınamaz. Genel olarak barışın yalnızca bir silahsızlanma sorunu olamayacağını vurgulayan çağdaş yaklaşımlar barışın nasıl mümkün olduğuyla ilgili dikkate değer bir perspektif sunar. Özellikle demokratik toplumlarda barış istemi ve savaşa karşı toplum tepkisinin önemi yadsınamaz. Bu makalede, ebedi barışın nasıl mümkün olduğuna yönelik temel yaklaşımlar sunularak enformasyon savaşları karşısında nasıl bir tutum alınabileceği gösterilmeye çalışılacaktır. Makalenin sonucunda, enformasyonun toplumları kutuplaştırıcı etkileri sebebiyle, yanıltıcı ve manipüle edici enformasyonlara karşı bireylerin epistemik bir eğitime sahip olmasının önemi vurgulanacaktır.