Kuzey Afrika’da yer alan Tunus Cumhuriyeti, 20 Mart 1956’da Fransa’dan bağımsızlığını kazanan ve ilklere sahne olan bir Arap devletidir. 1574 tarihinde Türklerin egemenliğine giren Tunus’un resmi adı o tarihten günümüze Tunus olarak kalmıştır. İlklerin ülkesi Tunus, 1861’de Ahd-ül Aman yönetiminde ilk anayasa yapılmış ve 1924’te ilk sivil toplum örgütü Tunus İşçi Sendikası kurulmuştur. Arap Baharı’nın fitilini ateşleyen ilk eylem de 26 yaşındaki bilgisayar mühendisi Muhammed Bouazizi’nin 17 Aralık 2010’da valiliğin önünde kendini ateşe vermesiyle başlamıştır. Arap Baharı’nın yayıldığı Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerinde etnik ve mezhepsel karışıklıklar darbeye ve iç savaşa yol açarken Tunus, devrim sürecinde yaşadığı sıkıntıları iç savaşa sürüklenmeden atlatmasında, zayıf ordu teşkilatı yanında sivil ve siyasal kesimlerin tarihi süreçteki tecrübeleri etkili olmuştur. Tunus’un demokratikleşme sürecini olumlu etkileyen önemli unsurlardan biri de ılımlı bir İslamcı demokratik siyaseti temsil eden Nahda Hareketi Partisi’dir. Arap uyanışı, Arap dirilişi, Arap Rönesansı olarak tanımlanan Nahda adı, filozof ve siyasetçi Gannuşi’nin lideri olduğu partiye verilmiştir. Arap Baharının demokratikleşmeye etkileri değerlendirildiğinde Nahda Hareketi Partisi, Tunus demokrasisinin gelişimi açısından önemli bir hadisedir. Çalışma Tunus’un demokratikleşmesine önemli katkıları bulunan Nahda Hareketi Partisi ve lideri Raşid El Gannuşi’nin Tunus’un demokratikleşmesine katkıları analiz edilecektir. Çalışma kapsamında Arap Baharı’nın Tunus devrimine yansımaları ve siyasal süreç açıklanacaktır.